İnsan hayatının üç kuruşa satıldığı kavanoz dipli bir dünyada yaşıyoruz. Herkeste bir maymun iştahı almış başını gidiyor. İşkembesini bir beden daha büyütmeye çalışan sözüm ona patron müsveddeleri yine 18 ocağa ateş düşürdü. Kendi ülkesinde köle gibi çalışan maden işçileri, dişe dokunur bir maaş alamadıkları gibi bir de insanlık dışı ortamlarda çalışmaya tabi tutuluyor. Madenin altı adeta karanlık bir dehlizdir ve denir ki madenciler, evden çıkarken kefenlerini başlarına bağlayıp helalleşerek çıkarlarmış. Çünkü onlar için madene inmek, bir nevi mezara girmek demektir. Yeraltı bu, ne zaman neyin olacağı belli olmaz. Bir göçük olduğunda altında kalabilir veya şimdiki vakada olduğu gibi bir su patlaması sonucu sular yükselebilir ve böylece kendilerini ölümün merkezinde bulabilirler. “Para” denilen illete kolay ulaşılmıyor. Hani, Soma’daki maden faciasında “bir avuç kömür için bir ömür verenlere” diye çok acı bir feryat kopmuştu ya işte, Ermenek’teki olay da bunu resmediyor. Kömür için “kara elmas” tabiri kullanılır. Elmas değerlidir, paha biçilmezdir. Bu yüzden de yerin en kan emici noktalarında yer alır. Ama sanırım ülkemizde bir avuç kömürün değeri , onlarca insanın canından daha değerlidir. Çünkü tekrar tekrar yapılan hatalar ve bu hatalardan alınmayan dersler , bize bunu gösterdi. İşçilerin dinlenme ve temiz bir hava alma saatleri olan yemeğin bile madende yedirilmesi , kasten adam öldürme suçuyla eş değerdir.
İşçi demek, köle demek değildir. Lütfen, bu kaotik zihniyetimize bir son verelim. Ve başımızda bizi en iyi şekilde yönetmeye ant içmiş yöneticiler, ne oldu bize verdiğiniz ütopik vaatlere? Her şey köprüyü geçene kadar mıydı? Bunca canın hesabını kim verecek? İşçi ailelerine tahsis ettiğiniz üç kuruş maaşla bu vebalin altından kalkamazsınız! Lütfen, ağzınızdan çıkan her kelimenin gereğini yerine getirin! Şu anda yerin altında bulunan 18 işçinin yaşaması ,sadece bir mucizeye bağlı. Çünkü normal şartlarda bir insanın dört beş gün sonra oradan sağ olarak çıkması imkansız. Ama biz, yine de dilimizden duamızı ,yüreğimizden umudumuzu eksik etmeyelim. Öyle ya çıkmadık candan umut kesilmez.
Lütfen, ülkemiz işçi katliamlarının boy gösterdiği dev bir mezarlığa dönüşmesin!