“15 Temmuz hadisesinde de Türkiye’yi durdurmaya çalıştılar. Türkiye’nin büyümesi yüzde 8’lerdeyken, yüzde 3,4’lere kadar düştü. Aslında Türkiye çok daha hızlı büyüyordu ama frenlediler, amaçları Türkiye’yi tamamen durdurmaktı, Allah’ın izniyle durduramadılar, durduramayacaklar”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, “Kobani’de zulüm, sadece DAEŞ’in Kürtlere yaptığı zulüm müydü? Hayır. PYD’nin Kürtlere yaptığı zulmü ne yapacaksınız? PYD kaç tane kendisine tabi olmayan Kürtleri katletti. O Kürtleri Kobani’den, Rojava bölgesinden göç etmeye mecbur bıraktı. Oradaki gerçek anlamda mazlum Kürtlerin lideri olan Meşal Temo’yu PYD öldürdü.” dedi.
Siirt’tin Baykan ilçesine giderek Baykam Kaymakamı Mehmet Kocabey’i ziyaret etti.
Daha sonra Öğretmenevi konferans salonunda muhtarlarla bir araya gelen Aktay, “AK Parti hükümeti olarak, yatırımları artırdık, Türkiye’nin her alandaki mali kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağladık, ihracatı artırdık ve üretimi artırdık. Rakamlarla söylemek gerekirse, netice itibariyle Türkiye, biz iktidara geldiğimiz zaman fert başına düşen milli gelir 2 bin 700 Dolardı, bugün 11 bin dolar.” İfadesinde bulundu.
Türkiye’nin bu noktadan çok daha öncesine 2013’ün Mayıs ayında geldiğini aktaran, Aktay, 2013 yılının Mayıs ayında biz bu seviyeyi yakaladıklarını belirtti.
Aktay, şöyle konuştu:
“O günden bu yana hedefimiz faizi sıfıra indirmekti. Tamamen sıfıra indirdiğimiz zaman topladığımız vergilerin neredeyse bir kuruşunu bile faize vermemiş olacaktık. Tamamını tekrar halka, hizmete verecektik. Ama gezi hadisesini sardılar başımıza. Arkasından 17-25 Aralık darbe teşebbüsü, Kobani olaylarını sardılar başımıza. Kobani olaylarından bize ne. Tamam, Kobani’de bir zulüm var, Suriye’nin her tarafında zulüm var. Suriye’nin her tarafında her gün binlerce insan katlediliyor. Onlara yardım eden bir tek Türkiye var ve oradan gelen bütün ihtiyaç halindeki insanları içeriye alıyor, onlara yardım ediyor Türkiye. Kobani’de de benzer bir hadise oldu, Türkiye onlara da kapısını açtı. Geldiler, baktık Türkiye’nin bütün sokakları savaş alanına döndü. Neymiş? Kobani’de zulüm var. Tamam, biz demiyoruz ki zulüm yok, beraber durdurulalım bu zulmü. Ama sen Kobani’de zulüm var diye, neden Türkiye’deki cadde ve sokakları ateşe veriyorsun, orada zulüm var diye sen neden Türk halkını öldürüyorsun? Kobani’deki zulmü durdurabilecek, tek ülke Türkiye’dir. Sen Kobani’nin cezasını git Amerika, Rusya, Esad’ına, DAEŞ’ine çek. Git kime çekeceksen çek ama bu konuda suçlanmayacak tek ülke Türkiye’dir. Sen Türkiye’den bunun intikamı neden alıyorsun?”
Kobani eylemcilerinin dertlerinin başka olduğunu, dertleri Kobani’ye yardım etmek olmadığını vurgulayan Aktay, şöyle devam etti:
“Onlara yardım eden tek kapı Türkiye’ydi ama o kapıyı kırmaya çalıştılar. Kobani’de zulüm, sadece DAEŞ’in Kürtlere yaptığı zulüm müydü? Hayır. PYD’nin Kürtlere yaptığı zulmü ne yapacaksınız? PYD kaç tane kendisine tabi olmayan Kürtleri katletti. O Kürtleri Kobani’den, Rojava bölgesinden göç etmeye mecbur bıraktı. Oradaki gerçek anlamda mazlum Kürtlerin lideri olan Meşal Temo’yu PYD öldürdü. Kobani olayları da maalesef 17-25 Aralık gibi Türkiye’nin tarihinde Türkiye’ye karşı yapılmış bir darbe teşebbüsü gibi kayıtlara geçmiş oldu ve Türkiye’yi bu ekonomik gelişmesinden biraz frenletmiş oldu. Türkiye o Kobani gibi bir hadisenin karşısında kalmamış olsaydı, hem çözüm süreci dediğimiz mecrada belki de farklı bir noktaya gidebilirdi. Orada terör örgütü, biz istediğimiz zaman Türkiye’yi savaş alanına çevirebiliyoruz, kibrine ve şımarıklığına kapıldı ondan sonra ne yazık ki onlara siyasi desteği veren partinin liderleri de ikide bir bize, ya bizim istediğimizi yaparsınız yoksa bak Kobani gibi olaylar yaparız, milleti yine sokağa salarız. Kimi salıyorsun, insanlara ne muamelesi yapıyorsun, kimi salıyorsun sokaklara? Onlardan ders alan başka siyasetçilerin de bugün benzer tehditler savurduklarını görüyorsunuz. Ne zaman siyaset zemininde istediklerini ele geçiremezlerse bizim başımıza böyle tehditler savurmaya başlıyorlar. Evet Kobani biz zulümdü ama terör örgütünün Türkiye halkına ve Kürt halkına yaşattığı bir zulümdü o.”
Türkiye’nin Kobani hadisesinden sonra 15 Temmuz darbe girişimini yaşadığını kaydeden Aktay, şöyle devam etti:
“15 Temmuz hadisesinde de Türkiye’yi durdurmaya çalıştılar. Türkiye’nin büyümesi yüzde 8’lerdeyken, yüzde 3,4’lere kadar düştü. Aslında Türkiye çok daha hızlı büyüyordu ama frenlediler, amaçları Türkiye’yi tamamen durdurmaktı, Allah’ın izniyle durduramadılar, durduramayacaklar. Çünkü Türkiye’de şu anda milletin devletiyle bir bütünleşmesi var. Türkiye’de millet oynanan oyunun farkına varmış durumda ve bu oynanan oyunu durdurabilmek bu hainlere geçit vermemek için el birliği etmiş durumda. 15 Temmuz bunun en açık göstergesi oldu. 15 Temmuz’da bu millet, devletiyle bir ve beraber olduğunu gösterdi, kenetlendi ve hainlere dur dedi.”