Özgecan Aslan’ın katledilmesine kınamak amacıyla Siirt Belediyesi Kadın Kurulu öncülüğünde belediye hizmet binası önünde gerçekleştirilen basın toplantısı düzenlendi. Düzenlenen açıklamaya Siirt Belediyesi Eş Başkanı Belkiza Beştaş Epözdemir, DBP Siirt İl Eş Başkanı Kıymet Mut, HDP Siirt İl Eş Başkanı Dilber Sevim, KESK Kadın Meclisi, MEYA-DER, KESK Kadın meclisi, TUHAD-DER Siirt Temsilcileri, Berfin Kadın Danışma Merkezi ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri katıldı.
“Jin jiyan azadi” ve “Yasta değil isyandayız” sloganlarının atıldığı ve Siirt Belediyesi Eş Başkanı Belkiza Beştaş Epözdemir tarafından yapılan açıklamada, Günlerdir kadınlar olarak Özgecan’ın bedenine yönelen canice saldırganlık karşısında isyanda olduklarını ifade ederek, ‘Artık sözün hükmünü yitirdiği, anlamını kaybettiği noktadayız! Bu vahşice saldırı karşısında bir kez daha gördük ki kadınlar için yaşamın gerçek anlamda mezbahaya dönüştüğü bir ülkede yaşıyoruz. Üniversite öğrencisi olan Özgecan’ın maruz kaldığı canice saldırganlık, hayatın biz kadınlar için nasıl kanlı bir tuzağa dönüştüğünü gösterdi. Bunun için isyandayız!’ şeklinde konuştu.
Artık bu ülkenin haberleri kadın cinayetleriyle, maruz kaldığımız şiddet örnekleriyle açılmakta olduğunu ve kadınlar artık her gün açıktan, milyonlarca insanın gözleri önünde hunharca katledildiği, şiddet gördüğümü, tacize ve tecavüze uğradığını ifade eden Epözdemir, ‘Yaşananlar yine kadın bedeni, davranışı, yaşam ve giyim tarzı, ilişkileri ve tercihleri üzerinden normalleştiriliyor. Gerçekler tersyüz edilerek algı oluşturuluyor, oluşturulan algı üzerinden kadın kırımı meşru hale getiriliyor. Taciz ve tecavüzde kadın kırımı; kadının yaşam tarzından, giyinişinden ve tercihleri üzerinden ayırmıyor. Tesettürlü tesettürsüz, mini etekli mini eteksiz diye ayırmadığını yaşamdaki sayısızca örneklerinden biliyoruz. Bunun örnekleri saymakla bitmez. Ülkenin her yerinde, her kesimden kadınlar hala sokakta, evde, işyerinde; ekonomik, sosyal siyasal ayrımcılığa uğruyor, cinsel psikolojik şiddetin her türüne maruz kalıyor. Özgecan’a yaşatılan vahşet aslında yaşanan tüm kadın katliamlarının bir özeti oldu’ dedi.
Ortadoğu’da kadınlar, tecavüzden soykırıma, IŞİD vahşetinin her türlüsüne maruz kalırken, ülkemizde de kadınların militarist, erkek egemen zihniyetin ürünü olan her türlü şiddete, katliamlara maruz kalmakta olduğunu belirten Epözdemir, ‘Bize çözüm olarak tecavüzcülere karşı çığlık atmayı öğretin diyen bakan, Özgecanın çığlığını duyabildi mi? Sorunun asıl kaynağı cinsiyetçi, ayrımcı, kadını ötekileştiren eril zihniyettir. AKP iktidarlarında kadın kırımının sürekli tırmanması tesadüfü değildir. Bilinmelidir ki gündelik hayat dahil olmak üzere bir bütün kamusal yaşam cinsiyetçi politikalar üzerinden biçimlendirildikçe, kadına yönelik saldırganlığı önlemek mümkün olmayacaktır. Özgecan’ın kamusal hizmet alanı olan ulaşım esnasında maruz kaldığı vahşet, bu durumun en son örneğidir. Bu vahşeti yaşatan caniler tutuklanmış olsalar da, toplum vicdanında yarattıkları sarsıntıyla, her geçen gün tırmanan kadın katliamlarının vardığı boyutu gözler önüne sererek cinsiyetçi zihniyete karşı mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu’ dedi.
Epözdemir, Korkunç bir vahşetin kurbanı olmuş Özgecan Aslan için duyarlılık gösteren, acı çeken, yürekleri yanan insanlara ‘Bu tür olaylar Amerika’da her gün oluyor. Kapayın çenenizi’ diyebilme hadsizliği yapabilen, ruhunu yitirmişlerde nu ülke çıka bildiğini ifade ederek, ‘Mahkemeler tahrik, iyi hal indirimi vermek için yarıştıkça, failler korundukça, yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kaldıkça, toplum tüm bu yaşanılanları normalleştirdikçe kadın katliamları durmayacaktır. Kadınlar şiddet, taciz, tecavüz, cinayet tehdidi altında yaşam mücadelesi vermeye ve daha nice Özgecan Aslanların trajedisi yüreğimizi kor bir ateş gibi yakmaya devam edecektir.Artık bu korkunç vahşeti yapabilen katilleri yaratan sistemin bataklığını kurutmak gerekir. Rakel Dinkin dediği gibi, masum bebelerden katiller, tecavüzcüler, canavarlar çıkaran bataklık kurutulmadan bu vahşet sürecektir. Erkek egemenliğine ve şiddet politikalarına karşı vereceğimiz barış mücadelesi, yaşanabilir bir dünya, ülke ve çevre yaratma; kadınların ve beraberinde tüm insanlığın özgürleşme mücadelesinin bir parçası olacaktır” şeklide konuştu.