MİSBAH YILMAZ DİYOR Kİ; DEPREMİN ŞAKASI OLMAZ « Siirt'te Net

SON DAKİKA

İlçelerde Karla Mücadele Çalışmaları Sürüyor

Baykan-Haberleri, Eruh Haberleri, Pervari Haberleri, Tillo Haberleri

MİSBAH YILMAZ DİYOR Kİ; DEPREMİN ŞAKASI OLMAZ

Bu biyografi 30 Ocak 2020 - 8:26 'de eklendi ve kez görüntülendi.

İnsanların hayatlarında karşılaşacakları en büyük tehlikeler doğal afet dediğimiz sel, heyelan, çığ ve deprem gibi felaketlerdir. Bunların çoğunu tamamen önlemek mümkün değildir. Ancak bunların bize verecekleri zararları biraz olsun azaltmak mümkün. Bunu da alacağımız tedbirler ve hayatımızı buna göre yönlendirme ile sağlarız.

Deprem bu felaketlerin en başında bir afettir.Depremi önlemek mümkün değil, hatta önceden de tahmin etmekte.Ancak depremin nerede olabileceğini bilmek  artık mümkün.Çünkü bilim eski yıllardaki bilim değildir.Yer altında kilometrelerce derine inilerek inceleme yapılabiliyor. O derinlikte ki zeminin yapısı araştırılıp analizleri gerçekleştiriliyor.Bu analizler doğrultusunda depremin olma ihtimalleri ortaya çıkarılıyor.

Bize düşen bilim adamlarımızın bu uyarılarını dikkate almak ve buna göre hayatımızı düzenlemektir. Çünkü yine günümüz teknolojisi en şiddetli bir deprem karşısında bile alabileceğimiz önlemleri gösteriyor. Bunlara harfiyen uyduğumuzda hem mal ve hem de can güvenliğimizi çok rahat bir şekilde sağlarız.

Bunun en güzel örneğini bizim gibi depremler ülkesi olan Japonya gösteriyor.7 nin üstündeki depremlerde bile tek bir bina yıkılmıyor, can kaybı olmuyor. Çünkü Japonlar bütün hayatlarını depremin olma ihtimaline göre düzenlemişler. Binalarını işyerlerini parklarını bahçelerini buna göre planlamışlar.Yani deprem gerçeğini hayatlarının bir gerçeği olarak kabul etmişler ve buna göre davranıyorlar.

Bizde de son Elazığ depreminde yeni yapılan Şehir Hastanesinde bu örneği gördük. Altına amortisman benzeri bir sistem kurulan bu hastane onca sallanmaya rağmen zarar görmedi. Zararı  bir yana bırakın hasta ve personel şiddetli sallantıyı diğer yerlere oranla yarı yarıya bile hissetmemişler.

Demek ki istenirse olabiliyor. O nedenle depremden korkmayalım, depremle ilgili tedbirleri almamaktan korkalım.

Depremin şakası olmuyor, bir an önce  gerçekçi önlemleri alalım.

 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

1 ADET YORUM YAPILDI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
erdal can26 Şubat 2020 / 11:14Yanıtla

SENİ SİİRT’İN DEPREM DEDESİ İLAN ETTİM

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

21 YILLIK BİR MÜCADELE VE BİR ZAFER

Siirt 21 yüklük bir mücadeleyi kazandı ve yeşil altın olarakta tanımlanan fıstığını tescil hakkını kazandı. Artık, ekonomimizde önemli bir yer tutan fıstığımızı; Siirt fıstığı olarak tescil etme hakkına sahip olduk. Bu mücadele 2003 yılında dönemin unutulmaması mümkün olmayan ismi sayın Nuri Okutanın girişimi ile başladı. O yıllarda henüz genel sekreterlik haline dönüştürülmemiş olan İl Özel İdaresi tarafından perde pilav, Pervari balı, büryan ve fıstık için başvuru yapılmıştı. Pervari balı ve perde pilavın coğrafi menşe tescili rahatlıkla gerçekleşirken ,büryan Bitlisin, fıstıkta Gaziantep ‘in itirazı ile karşılaştı. Bu itirazlara karşı savunma yapmamız gerekiyordu. Sayın Okutan basın danışmanı olarak bu görevi …

TARIMDA İKİNCİ ALTIN DÖNEM

Genellikle bir işte ya da bir kurumun işleyişinde duraklama döneminden  sonra çökme dönemi başlar  ve o iş ya da kurum oldukça zor  ve zaman alıcı bir şekilde toparlanır. Ancak, istisna kabilinden de olsa bunun tersi durumlarda gerçekleşmiyor değil. Siirt Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün  çalışmaları buna çok güzel bir örnek oluşturuyor. Bir önceki müdür İzzet Murat yönetiminde geçen ve en  iyimser deyimle duraklama ya da kayıp dönem olarak geçen beş koca yılın ardından göreve başlayan Ergün Demirhan bunun tam tersi bir manzarayı ortaya çıkarttı. Adeta uyuyan bir devi uyandırdı. Hemen hemen her gün bu kurumun yeni bir çalışması ile ilgili bilgiler alıyoruz. Kimi gün sulak alanlara. milyonlarca yavru balık bırakıldığına tanık olu…

TESCİL GÜZELDE BİRDE AMASI VAR

2003 yılında coğrafi menşei tescili yapılan büryan ve perde pilavın ardından son yıllarda kıtel, keek ekmeği ve gebole tatlısının tescili gerçekleştirildi. Bunları yenileri takip edecek. Ancak işin birde aması var. Tescilini yaptığımız bu yemeklerin bazılarını neredeyse tatmak mümkün değil. Özellikle il dışından gelenlerle, yöresel yemekleri yapmayı bilmeyenler için. İl dışından gelen birisi bu yemeklerden, büryan ve şansı yaver gider denk gelirse bazı lokantaların yaptığı perde pilavı tadabilirler. Tescili yapılması düşünülen diğer yemekleri çarşı da pazarda bulmakta mümkün değildir. O halde buna bir çözüm bulmak ve il dışından gelenlerin bir şekilde bu yemekleri tatmalarını sağlamak gerekiyor. Bu konuda iki alternatif düşün…

Siirtlilerin Aydınlığa Hasret Bitmedi!

En ücra köylerinde bile faaliyet gösteren dünün medreseleri, günümüzünde üniversitelerinde yetişen cenaheyn yani hem pozitif ve manevi bilim dallarında uzman kişiler, Mısırdan İstanbul’a kadar çok geniş bir coğrafyada insanları aydınlatmaya çalıştılar. Geçtiğimiz yüzyılda her şey bir anda değişti. Medreseler kapandı. Yerlerine yeteri kadar yeni okullar kurulamadı. Yeni harfleri öğrenecek ortam ve öğretmen bulamayan halk eğitimden ve okumadan zorunlu olarak soğudu. Ancak her şey aslına rücu eder sözü çoğu zaman gerçekleşir. İşte son yıllarda Siirt’te bunun canlı örneğini düzenlenen kitap fuarlarında görüyoruz. Siirt gibi küçük ve coğrafi olarak sapa bir ildeki kitap fuarını, sosyal medyanın yıkıcı tahribatına rağmen 200 bini aşk…

SİDAR GENÇLERİMİZLE GÖNÜL BAĞIMIZI KOPARMIYORUZ

Yıllarca devletin şefkatli kolları altında yetiştikten sonra yaştan dolayı yasal olarak kesilen gençleri yalnız bırakmadıklarını ifade eden Sidar “  Kurum olarak çocuklarımızın örf adetlerine ve milli değerlerine bağlı devletini ve milletini seven bireyler olarak yetişmesini sağlamak için gayret ediyoruz. Bu gençlerimiz yıllarca devletin koruması altında kalarak, şefkatli kolları altında büyümüşler. Bu gençlerle yıllar içerisinde aramızda güçlü gönül bağı kuruluyor. Gençlerimizin belirli bir yaşa ulaşması veya başka nedenlerle koruma altından çıktıklarında bile onları yalnız bırakmamaya çalışıyoruz. Onları ev veya iş yerlerinde ziyaret ederek, varsa ihtiyaç duydukları desteği vermeye çalışıyoruz.  Onları yaşamın her alanında destekleme…

SİİRTİN FOTOĞRAFÇISI KUZU

Destekten vazgeçtik, bari moral verelim, teşekkür edelim deseniz o da yok. Hatta tam tersi  bir küçümseyici, alaylı bakış ve hatta  köstekleme var. Bu kısa tespitten sonra konumuza gelecek olursak yüreği Siirt için çarpan, çok az sayıdaki hemşerilerimizden bir tanesini hepiniz tanıdığınız için tanıtmak değil de hatırlatmak istiyorum. Faik Kuzu ağabeyimi çoğunuz tanıyorsunuz. Kendisi emekli bir memur.Son on yıldan beri kendisini Siirt fotoğraflarını araştırmaya ve derlemeye adamış. İğneyle kuyu kazar gibi,  büyük bir emek, o kıt emekli maaşından kısarak satın aldığı binlerce fotoğraftan oluşan dev bir arşivi oluşturdu. Bu arşivde 1900 lü yılların başından günümüze dek Siirtin değişim ve gelişimini gösteren çok değerli fotoğraflar�…

GÜNLÜK HABER AKIŞI

SON DAKİKA HABERLERİ