Kadınların sırf kadın olmalarından maruz kaldıkları insanlık dışı muameleler, Türkiye’nin dahası tüm dünyanın kanayan bir yarasıdır. Ülkemizin kadına bakışını irdeleyecek olursak kadın; karşı cinsin egolarını tatmin eden, zeka seviyesi asgari düzeyde olan, gülmeye, konuşmaya, çalışmaya ve insanca yaşamaya hakkı olmayan bir varlıktır. Bu gurur incitici tabirler, ne yazık ki artık normal karşılanıyor. Oysaki Türkiye, gittikçe modernleşmede çağ atlayan bir deneyim kazanmıştı. Nerede o kendini dev aynasında gören sözüm ona koca ülke? Verilen bazı vaatlerin sözde kalması ve kadına yönelik yapılan faili meçhul cinayetlerin arafta bırakılması , insan haklarında çağ atlayamayışımızın hazin tablosudur. Kadın,” eksik etek, örümcek kafalı, saçı uzun aklı kısa” gibi halk deyimlerine de konu olmuştur. Bu nahoş sözler, cahiliye devrine ait sözlerdir ve gittikçe gelişen ülkemizde artık bu sözlerin yeri olmamalıydı. Ama yüreğim kan ağlayarak görüyorum ki eski zihniyete dair tabular yıkılmamış, aksine kemikleşmiş ve kılıf değiştirmiş haliyle önümüzde duruyor.
Kadına el kaldırmak, tüm insanlığa el kaldırmak demektir. Çünkü unutmamalıyız ki bütün insanlar, tek bir kadından doğarak nesillerini devam ettirmişlerdir. Ancak olayın vehametini geniş bir perspektiften bakma algımız geliştiği zaman, bu basmakalıp düşüncelerimizden vazgeçebiliriz. Kadın, sosyal hayatta yer almada birçok kısıtlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Örneğin; istediği işte çalışamamakta, istediği faaliyetlerde bulunamamakta, sokakta rahat dolaşamamakta ve her an cani bir kocanın serseri kurşununa hedef olma korkusuyla yaşamaktadır. Her türlü cefayı çeken kadın; ama sefasını süren erkektir. Böylesine kontrast bir denklemi mantık kefesinde çözmeye çalışmak akıllara ziyandır.
Kadın, bu dünyaya dayak yemek, böcek gibi ezilmek ve yaradılışı gereği erkek olan bir insan müsveddesinin gereksiz isteklerine hizmet etmek için gelmemiştir. Ne yazık ki bu realiteden yana olan erkeklerin sayısı azınlıktadır. Televizyonlardan her gün kadın cinayetlerine dair haberleri izlemekteyiz. Ve bilfiil artan bu kaotik sahnelere devletin bir nihayet getirememesi , son derece düşündürücü bir olaydır. Ülkenin başında yer alanlar zaten ayrı bir alem. Hepsinde içi boş vaatler, gereksiz ağız dalaşları ve oy toplamak için ayıya dayı deme mantığı var. Lütfen topladığınız oyları kendi şahsi saltanatınız için kullanmayınız. Ülkenin çözülmesi gereken yığınla sorunu varken nefesinizi birbirinizi alt etmek için cambazvari konuşmalar yaparak tüketmeyiniz. Bilhassa kadın haklarında devrim niteliğinde atılımlarda bulunmanız gerekir. Kadının yüzyıllardır yenemediği makus talihini yenmesini sağlamak sizlerin asli görevleri arasındadır.
Kadın, alınıp satılan bir mal değildir. Peygamberimizin deyimiyle “Kadınlar, siz erkeklerin emanetidir.” lütfen onlara sahip çıkın onları hırpalamayın!
AYTEN KÖRPE
Ayten KÖRPEYİ bu yazısından ötürü TEBRİK ediyorum çok güzel konulara değinmiş başarıların devamını dilerim….