Ülkemizin deprem gerçeğini, ancak sallandığımız zaman hatırlıyor ve sallantı geçtikten sonra akan yıllar içinde değişik yörelerimizde meydana gelen doğal afet esnasında yitirdiğimiz canları ve ekonomimizin uğradığı kayıpları toplum olarak unutsak da hayatlarını kaybedenlerin yakınlarındaki derin hüzün devam ediyor yine de… Bir deprem esnasında; eşini, çocuğunu, annesini, babasını, kardeşini kaybedenler, aradan uzun yıllar geçse de büyük acılarını atamazlar içlerinden ve ilimizde bu afetler sonucu yakınlarını kaybedenlerle bir araya geldiğimde tanık olmaktayım her zaman…
Ülkemiz her noktasında deprem riski altındadır ve yıllardır bu gerçeğin bilinmesine rağmen meydana gelme olasılığı bulunan depremlerde can kaybının asgari düzeyde kalmasını sağlayabilmek için binaların hızla depreme dayanıklı konuma getirilmeleri hususu önemsenmiyor maalesef… Son zamanlarda yurdumuzun bazı yörelerinde depremler yaşanıyor ve adeta ; “Binaları depreme dayanıklı konuma getirmedeki gecikmeye son verin!..” ikazı içeriyorlar kanımca… Dün, Bingöl’de 5,7 büyüklüğünde meydana gelen deprem Siirt’te de hissedildi ve bir korucunun yaşamını yitirmesine, 21 yurttaşımızın yaralanmasına yol açtı maalesef…. Dünyayı hedef alan bir düşmana karşı mücadele verilirken Bingöl ilimizde meydana gelen deprem, geçmiş yıllardaki afetlerde yitirilen hayatları ve ekonomimizin gördüğü zararı hatırlattı bir kez daha…
Ülkemizde depreme dayanıklı olmayan binaların sayıları milyonlarla ifade ediliyor ve Allah korusun herhangi bir yörede meydana gelen depremin büyüklüğü 6’yı aştığı taktirde, can kaybı daha yüksek oranda gerçekleşebilecektir bu yüzden… Çünkü, deprem afetlerinde çok sayıda can kaybının yaşanması nedeni, binaların depreme dayanıklı olmayışlarıdır ve bu doğal afetin sık şekilde yaşandığı Japonya’da, inşa edilen binaların depreme dayanıklı olmasına yönelik uygulanan yöntem sayesinde 9 şiddetinde deprem bile, can kaybına yol açmıyor çoğunlukla…
Bingöl’de 5,7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak dile getirilen haberleri sallantıdan sonra dinlerken, 16 milyon nüfusu barındıran İstanbul’umuzun gelecekte şiddetli bir deprem yaşama olasılığı bulunduğuna yönelik deprem uzmanlarınca yapılan uyarıları anımsadım ve diken diken oldu tüylerim… Siirt’imiz de birinci derecede deprem kuşağında yer alıyor ve burada da depreme dayanıklı olmayan binaların sayısı oldukça fazla… Ülke genelinde depreme dayanıklı olmayan binaların bir an önce dayanıklı konuma getirilmeleri gerektiği tartışılmazdır diyerek ilgililerin dikkatini çekerken, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum Bingöl’lü kardeşlerimize, hemşerilerimizin de derin üzüntülerine tercüman olaraktan!…
METİN ARITÜRK