Çeşitli temaslarda bulunmak için bu gün Siirt’te gelen Almanya Grew Gewerksohaft Erzirkving Almanya Eğitim ve Bilim Sendikası ve Draham Dowson (NASUWT) İngiltere öğretmenler sendikası temsilcilerinden oluşan eğitim emekçileri Siirt’teki ziyaretlerine ilk olarak DAİŞ çetelerinin saldırıları nedeniyle toprakların göç edip Siirt belediye tarafından kurulan Dudêran Şengal kampındaki Êzileri ziyaret etti.
Siirt Belediyesi Eş Başkan Yardımcısı ve Dudêran Şengal kampı koordinatörü Elif Akgül Ateş ve Siirt Eğitim Sen üyeleri tarafından karşılanan Avrupalı Eğitim Emekçileri kampta bulunan Êzidi yurttaşlar ile bir araya gelerek sorunları dinledi. Heyet daha sonra sırasıyla, kampta bulunan Çocuk Kreşini, Biçki Dikiş atölyesini ve Çamaşırhaneyi ziyaret ederek, Siirt Belediyesi Eş Başkan Yardımcısı ve Dudêran Şengal kampı koordinatörü Elif Akgül Ateş’ten yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Heyet kamptaki ziyareti ardından Siirt Belediyesini ziyaret ederek, Belediye Eş Başkanları Belkiza Beştaş Epözdemir ve Tuncer Bakırhan tarafından kabul edildi.
Almanya Grew Gewerksohaft Erzirkving Almanya Eğitim ve Bilim Sendikası Avukatı ve gönüllü çalışanı Tülay Altun, Avrupalı emekçiler olarak yaklaşık bir haftadır bölgede bulunan ve Êzidi yurttaşların yerleştikleri kampları ziyaret ettiklerini ifade ederek, “ziyaretlerimiz kapsamında son olarak Siirt’te bulunan Dudêran Şengal kampını ziyaret ettik. Yaptığımız ziyarette gördüklerimiz ve edindiğimiz izlemim Siirt belediyesinin ve Siirt halkının Êzidi yurttaşlara gösterdiği dayanışma ve verdiği destek çok etkilendik. Kampta kalan yurttaşla belediye ve halk imkanları dâhilinde her türlü desteği vermiş. Bizlerde ülkelerimize döndüğümde yurttaşların ihtiyaçlarının karşılaması için bir çalışma başlatacağız” dedi.
Siirt Belediye Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’da Avrupalı eğitim emekçilerinin gösterdiği duyarlılıktan dolayı teşekkür ederek, “ DAİŞ çetelerinin barbarca saldırıları nedeniyle bir anda hiç hesapta yokken, Şengal ve Kobanê’den iki yüz bine yakın yurttaşımız topraklarından göç ederek bölgedeki kentlere gelmek zorunda kaldılar. Bu yurttaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması için bölge halkı ve belediyemiz örnek bir dayanışma göstererek yurttaşları bağrına bastı. Bölgede bulunan belediyeler ve diğer kurumlar DAİŞ çetelerinin bu bağnazca ve insanlık dışı saldırılarını kınamak ve kamuoyu oluşturmak için ciddi bir diplomasi yürütüldü. Öyle bir an geldi ki bir yandan Êzidi yurttaşların ihtiyaçlarını karşılayama çalışırken, diğer tarafından Kobanê direnişin de DAİŞ karşı verilen mücadelede yaşamını yitiren Siirtlilerin cenazeleri ve taziyeleri arasında 24 saatimiz geçti. Kürtler dünyanın gözü önünde büyük bir birlik ve tarih bir direniş ile örneği ile göstererek DAİŞ saldırılarını püskürttü ve ciddi bir darbe vurdu. Bununda maddi ve manevi imkânsızlıklara ve verilen büyük bedellere rağmen, Kobanê zaferi yüreğimize su serpti. Kobanê direnişi ve zaferi uluslararası kamuoyunda bir duyarlılık oluşmasına neden oldu. Ancak DAİŞ’in yarattığı tehlikeye karşılık denk bir dayanışma ve yardımlaşma gösterilemedi. Yapılan katı ve desteklere rağmen bu konuda eleştirilerimiz var. Bize misafir gelenler sadece Kürtler değildi. Aralarında Hristiyanlar,Ermeniler, Yahudiler, Êzidiler, Türkmenler vardı. Bir anda ortada doğuda yaşayan renk ve inançlara ev sahipliği yaptık. Halen bölgeden DAİŞ çetelerine karşı savaşmaya giden Kürt gençlerin cenazeleri geliyor. Bu anlamda bundan sonrada uluslararası güçler halen çok şey yapabilir ve daha güçlü bir dayanışma gösterebilirler. Bu süreçte Kobanê insanlık vahşetine karşı direnişin merkezi olduğu için kendisine insanım diyen herkesin, her anlamda Kobanênin yenide inşası için herkesin her anlamda katkı sunması ve insanlığın zaferini temsil eden o toprakların yaşanıla bilinir bir düzeye getirilmesi gerekiyor” dedi.