Valiliği ziyaret eden Öztürk, Vali Yardımcısı Bünyamin Kuş ve Belediye Başkan Vekili Ceyhun Dilşad Taşkın tarafından karşılandı.
Valilikte şeref defterini imzalayan Öztürk, daha sonra vali yardımcıları ve kaymakamlarla basına kapalı toplantıda bir araya geldi.
Öztürk, valiliğin ardından Barden otelde kentteki kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.
Bakan Yardımcısı Öztürk, burada yaptığı konuşmada, Siirt terör anılan bir yer olmadığını söyledi.
Kenttin terörle anılmaması halkın sayesinde olduğunu belirten Öztürk şöyle konuştu
“Biz gücümüzü kuvvetimizi her yerde teröre karşı kullanıyoruz. Ama burada komşu illerden çok daha iyi sonuçlar alınmışsa bu buradaki vatandaşlarımızın, kanaat önderlerinin, STK’ların, korucuların, muhtarların, siyasilerimizin bunda büyük bir katkısı olduğunu kimse inkar edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu çerçeveler içerisinde bütün vatandaşları, 80 milyon insan eşit hak ve hukuka sahiptir. Dolayısıyla Siirt neyse Trabzon, Edirne, Şırnak da odur. Devletimizin insanlara karşı asla ayrı bir muamelesi olamaz ve mümkün de değildir bu. Şüphesiz burada yaptığımız terörle mücadele faaliyeti içinde bu ölçüler içerisinde faaliyeti yürütüyoruz. Her zaman bu hukuk içerisinde kalarak bu mücadeleyi yürüttük ve yürütmeye devam edeceğiz. Bir buçuk sene içerisinde çok büyük başarılara imza attık. Yani terörün belini kırdık desek yalan olmaz ve bunun 2017 yılında çok daha iyi sonuçlarını inşallah hep birlikte göreceğiz.”
Önümüzdeki süreçte ciddi bir mücadele ve refarandum sürecimiz olacağına işaret eden Öztürk, Öncelikle İçişleri Bakanlığı olarak vatandaşların hür iradelerini, kendi kişiliklerinin sandığa yansımasıyla görevli olduklarını ifade etti.
Bütün vatandaşların hukuk içerisinde anayasadan gelen bu haklarını kullanmalarını sağlamak durumunda ve sağlayacaklarına vurgu yapan Öztürk şöyle devam etti:
“Sizden istediğimiz, sizin temsil ettiğiniz insanlara da bunu ulaştırarak insanların başka hiçbir tehdit, korku, aleni baskıyı hissetmeksizin devletimizin bekası, ülkemizin ve milletimizin geleceği için düşüncelerini sandığa yansıtmanızdır. Bundan, bizden istediğiniz şey güvenlik olsun biz bunu size sağlayacağız. Bu bizim boynumuzun borcudur. Önümüzdeki süreçte bugüne kadar olduğu gibi desteğinizi bizim arkamıza koymanızı istiyoruz. Güvenlik, terörle mücadelemizi yürüteceğiz. Bu konuda sizin desteğiniz olmazsa, bizim başarımız eksik kalır. Biz sizin öncelikle gönüllerinizi fethetmek isteriz. Eğer sizin gönlünüz mutmain olmamışsa bizim yaptığımız işler kalıcı olmaz. Mutlak suretle kalpleri onarmak bizim görevimizdir ve biz bunu yapacağız ama siz de bu davete bugüne kadar icabet ettiğiniz gibi yine icabet etmenizi arz ediyoruz.”
“Türkiye’nin bu coğrafyada sıkıntılarını hepimiz biliyoruz.” diyen Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ortadoğu bataklığına bir bakar mısınız. Onların hepsi bizim kardeşlerimizdir, o yangın yerinin Türkiye’ye yansımaması lazım, olanını da söndürmemiz lazım. İnanılmaz bir kaos yaşanıyor, Ortadoğu’da ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi nispetinde buna olumlu bir şekilde müdahale etti. 3 buçuk milyona yakın göçmen ağırlıyoruz, ülkemizde. Ayrıca Fırat Kalkanı operasyonunda pek çok askerimiz şehit oldu. Orada bir düzen kurmak adına insanların birbirlerini vurmamaları adına barış görüşmeleri organize ediyoruz. Türkiye’nin niyeti ve arabulucuğu olmamış olsaydı belki o günden bugüne kadar yüzlerce insan birbirini doğruyor olacaktı. Türkiye gücü nispetinde sosyal sorumluluk olarak en büyük dindaşlık görevi olarak yapıp yerine getiriyor. 1400 kilometre bizim Irak ve Suriye ile sınırımız var. Orada olan ateşi buralara getirmemeye çalışıyoruz. Elbette orada da yangın olmaması gayreti içerisindeyiz ama öncelikle kendi ülkemizi bu ateş ve sıkıntıdan beri tutmak durumundayız. Bunu da siz değerli yurttaşlarımız sayesinde yapacağız. ”
Korucu dernek başkanların sıkıntılarını dile getirmesi üzerine Öztürk, koruculara ilişkin şöyle konuştu:
“Hakkı teslim etmek lazım, şikayet konularınızın çoğunun haklılık payı var. Daha düne kadar Geçici köy korucusu diye ünvar vardı bunu kaldırdık. Artık siz bizim memurumuz, çalışanımızsınız. Operasyonlara giderken harcırahı sorununuzu çözdük, maaşlarda yeterli olmamakla beraber artış sağladık. Biz zaten sizin sağlık giderlerinizi bir şekilde karşılıyoruz ama memuriyete bağlanması konusunda çalışmalarımız sürüyor. Korucuların kıyafet sorunuyla ilgili de çalışıyoruz. Korucularımıza kıyafet temin edilmesi konusunda mutlaka yakın zamanda özel ve kendilerine özgü bir kıyafet yapacağız ve o konuyla ilgili talepleri de bir şekilde karşılayacağız.”